“Bir yeller esiyordu sanki bir sazlıktan
Hiç bir dünya sazlığının tanıyıp bilmediği...
Bir yeller ki vakitler, ışıklar sularla oynaş
Ellerin o yellerde esiyor, uçuyor gibiydi...."
diye anlatıyor O'nu Şair Zeki Ömer Defne. Gerçekten de bir serçenin kanadı kadar zarif ama bir kartal pençesi kadar da etkilidir parmakları üç tellide ezgiler çalarken. Memleket, yöre aşkıyla yanıp tutuşur yüreği. Ezgilerindeki motifleri buram buram teke yöresi kokar, yanıktır kimi zaman, kimi zaman seke seke oynatır dokuz sekizliklerle...
Özellikle teke yöresinde çok sevilen büyük bir folklor araştırmacısı ve müzik adamı olan Hamit Çine 4 Nisan 1926'da Burdur'da doğdu. Adı Hamitoğulları'ndan gelir. O zamanlar Çine Köyü'nde babası iyi bağlama çalardı. Annesi de babasına zaman zaman ud ile eşlik ederdi. Diğer kardeşleri de müziğe karşı ilgili olup hepsi bağlama çalardı. İlk bağlama deneyimine tarlalarda yetişen süpürgelik bitkisinin elyafını kaldırıp, arasına çöp koyarak, ondan melodiler çıkararak başladı. İlkokulda armonika, ortaokulda ise bağlama çalmaya başladı.
Liseyi İstanbul Haydarpaşa Lisesi'nde okudu. Eminönü Halk Evi'nde sosyal faaliyetlere katılmaya başladığında artık bağlama ile iç içe yaşamaya başlamıştı.
Lisede okul faaliyetlerinde aktif rol oynamaya başladı. Bazan hocaları bağlama çalar O zeybek oynar, bazan da O çalar arkadaşları zeybek oynardı.
Eminönü Halk Evi'nde Serenler Zebeğini çalarken fark edildi ve İstanbul Radyosu Topluluğuna haftada bir gün katılması için şans verildi. Bayram Aracı ile birlikte programlara katıldı.
1952 yılında yedeksubay olarak askere gitti. Askerliğini de sazıyla beraber yaptı. Hatta Hamit Teğmen'in sazının sorumluluğunu bir askere verdiler, getirdi, götürdü, sahip çıktı. İstanbul'dayken Agop Usta'nın saz evinde tesadüfen Muzaffer Sarısözen ile tanıştı. Sarısözen O'nu Ankara'ya davet etti ve Ankara Radyosu'nda sazıyla ve oyunuyla programlara katıldı.
1954'te askerliği bitince Burdur'a döndü, toprak işleriyle uğraşmaya başladı. Bir gün Muzaffer Sarısözen Burdur'a gelip O'nu aradı. Beraberce Burdur oyunlarını oynayacak bir ekip aradılar. Ancak o sırada herkes işte güçte olduğundan ekibi kuramadılar. Sarısözen Ankara'ya döndükten sonra Çine'ye tekrar yazdı ve "Bu ekibi mutlaka istiyorum" dedi. Hamit Çine de kardeşi Behiç ile birlikte iki kişilik küçük bir ekip oluşturarak Açık Hava Tiyatrosu'nda step tarzında topuk vurarak teke oyunu oynadılar. Bu, izleyenlerin ve Sarısözen'in büyük beğenisini kazandı."Amerikan stebinin çıkış yeri burası olsa gerek" şeklinde sözler söylendi.
Yarım kalan yüksek tahsilini tamamlamak için İzmir'e gitti. Burada Muzaffer Sarısözen'in de ısrarlarıyla ve Mustafa Hoşsu'nun çabalarıyla İzmir Radyosu'na kazandırıldı. O yıllarda özellikle Burdur Yöresi ile ilgili halk bilimi çalışmaları yaptı. İzmir Radyosu'nda koro şefliği yaptı. 1982'de radyodan emekli oldu. 1985-86 yıllarında Ege Üniversitesi Devlet Türk Müziği Konservatuvarı'nda öğretim görevliliğine çağrıldı. Burada beş yıl hizmet verdi. Üç telli üzerine araştırmalar yaptı. Fethiye'li Mustafa Coşkun ve Ramazan Güngör'ün üç telli ile, Burdur'lu Faik İnce'nin cura ile icralarını inceledi.
1989 yılında Burdur'dan Damlalar isimli halk bilimi hakkındaki çalışmasını yayınladı. Üç Telli Bağlama Metodunu hazırladı. Bunun yanında bağlama metodu için bir öğreti kitabı yazdı. Yurt çapında düzenlenen sempozyumlara bildiriler sundu. Yurt dışında bir çok ülkede özellikle yöresinin müziğini tanıttı. İngiltere'de bir yarışmada 29 ülkenin sazları içinde en beğenilen saz olmasına rağmen üç telli ile ikincilik verildi. Son zamanlarda "Halk Müziği Ustalarımız Hamit Çine ve Parmak Curası Avşar Beyleri" isimli bir kaset yaptı.
Hamit Çine her zaman kültürüne tutkun, yöresine aşık, araştırmacı örnek bir sanatçı olmuştur.
Halen halk müziğinin devlerinden biri olarak tüm aktivitesiyle yaşantısını İzmir'de sürdürmektedir...
Derlemelerinden Bazıları:
Ağır Al Yazma Zeybeği (Burdur),
Alıverin Tabancamı (Kozağacı-Burdur),
Allıdır Gelin (Burdur),
Avşar Zeybeği (Burdur),
Ayva Dibi Serin Olur (Kozağacı-Burdur),
Bahçen Bozuk Değil mi (Burdur),
Ben Güzel İdim (Burdur),
Boğaz Havaları, Akkoyunum Yüz Olsa (Burdur),
Bucak Serenler Zeybeği (Burdur),
Çay Benim Çeşme Benim (Burdur),
Devesi Tuzdan Gelir (Burdur),
Dolan Gel Sevdiğim (Burdur),
Erik Dalları (Dirmil-Burdur),
Evlerinin Önü İğde Dalları (Burdur),
Fatma Gelin (Kozağacı-Burdur),
Gaz AMAT (Burdur),
Gıcır Gıcır (Burdur),
Güllük Dağı (Burdur),
Haydulen (Burdur),
İğnem Düştü Yerlere (Burdur),
Karaağaç Zeybeği (Burdur),
Kazım Zeybeği (Burdur),
Mavilisin (Burdur),
On İkidir Şu Burdur'un Dermeni (Burdur),
Sıçanın Destanı (Burdur)
Süpürgeyi Boyadım (Burdur),
Yağmur Yağar Şıpır Şıpır (Burdur),
Yar Kayalarda Yaslanır (Burdur),
Yayla Yolları (Burdur).