Hasan Dede ile ilgili kesin denilecek bilgiler pek fazla değildir. Bazı şiirlerinden edinilen bilgilere dayanılarak, ünlü halk ozanı Eşrefoğlu ile aynı çağda, 16. yüzyılın ikinci yarısı ile 17. yüzyılın başlarında yaşadığı kabul edilmektedir.

Horasan erlerinden olan Hasan Dede, Beydili aşiretine mensup küçük bir boyla 1562 yılında Horasan’dan Karaman’a geldi. Babası Karaman Ustucalı dergâhının piri Şeyh Yakup Fakih’ dir. Bir süre Karaman’da yaşadıktan sonra bugünkü Hasan Dede beldesinin bulunduğu Teke salan’a gelip yerleşti. Beydili aşiretinden bazı obaları da çevresinde toplayarak Hasan Dede köyünü kurdu.

Araştırmacı Nejat Birdoğan’ın “Hasan Dede Kasabası, Hasan Dede” adlı eserine göre, Hasan Dede’ nin şu an ki yerleşim bölgesine gelmesi 1579 yılıdır. Dönemin Padişahı tarafından verilen beratla bu bölgeye yerleşmesi ve topraklarından vergi alınmaması sağlanmıştır.

Hasan Dede ile ilgili araştırma yapan Dr. Tahir Kutsi Makal "Aşık Hasan Dede" adlı eserinde şu bilgileri verir:

"Aşık Hasan ve Karpuzu büyük Hasan Dede adlarıyla da tanınan Gazi Aşık Hasan Dede, Türk Halk Edebiyatı'nın önde gelen isimlerinden biridir. Bektaşilerin en çok sevdiği ozanlardan biri olan Hasan Dede, 17. Yüzyılda yaşamıştır. Karaman'da medrese tahsilini tamamlamış, orduya katılarak Rumeli'nde bir çok savaşta bulunmuştur. Sazı ve sözü ile, dinsel telkinleri ile ordu mensuplarına moral vermiştir.”

Hasan Dede’nin birisi Kadirli' nin “Elbistanlı” köyünde; diğeri Ankara’nın “Hasan Dede” beldesinde olmak üzere iki ayrı yerde türbesi vardır.

Türk Halk Edebiyatında ve Alevi - Bektaşi ozanlar arasında önemli bir yeri olan Hasan Dede iyi bir eğitim görmüş; Arapça ve Farsça bildiği için aruz ölçüsünü de şiirlerinde ustaca kullanmıştır. Ancak hece ölçüsüyle yazdığı şiirleri, halk arasında daha çok bilinmektedir. Şiirlerinde “Kul Hasan” ve “Hasan Dede” mahlasını kullanmıştır.

Ben elest bezminde nuş ettim meyi,
Şükran geldim yine şükran giderim.
Kem yanına varan olur mu iyi,
Tuğyan geldim yine tuğyan giderim.

Şu cihanda çok şey geldi başıma,
Bildirmedim yarânıma eşime,
Kendi maslahatım kendi işime,
Yeksan geldim yine yeksan giderim.

Görmedim ben gibi kalbi mahzunu,
Bu aşktır söyleten şu ben mecnunu,
Döker oldum didelerden Ceyhun’u,
Giryan geldim yine giryan giderim.

Hasan Dede’m işin harap olursa,
Herkes ettiğini anda bulursa,
Bir kefen var o da kısmet olursa,
Üryan geldim yine üryan giderim.

Karaman'da medrese tahsilini tamamlamış, orduya katılarak Rumeli'nde bir çok savaşta bulunmuştur. Sazı ve sözü ile, dinsel telkinleri ile ordu mensuplarına moral vermiştir. Tamesvar'ın terki (1683), Budin'in düşmesi (1686), Belgrad'in kaybı (1688) gibi İkinci Viyana bozgunundan sonraki olaylar üzerine deyişleri, ağıtları vardır.

1695'te Padişah İkinci Mustafa, ozanın eserlerini beğenmiş, kendisi de şair olan Padişah, Hasan Dede'yi bol maaşla emekli etmiştir. İstanbul’da kalması istenmişse de Anadolu'yu tercih ederek bugün, kendi adını alan Hasandede köyüne yerleşmiştir. Hasandede, Kırıkkale’ye 10 km uzaklıktadır." Hoca Ahmet Yesevi'nin yolunda yürüyen Hasan Dede, Kırıkkale’nin Hasandede kasabasına yerleşmiş; fakat buradan başka yerlere de gitmiş, bir dervis gibi birçok yerleri gezmiştir. O, Çukurova'da ne kadar kalmıştır, bilemeyiz; ama Kadirli'nin Elbistanlı köyünde adına türbenin yapılması, hakkında menkıbelerin anlatılması, onun orada bir süre kaldığının ve çok sevildiğinin bir işaretidir."

Deyişlerinden örnekler:

- 1 -

Eşrefoğlu al haberi
Bahçe biziz gül bizdedir
Biz de Mevla’nın kuluyuz
Yetmiş iki dil bizdedir

Erlik midir eri yormak
Irak yoldan haber sormak
Cennetteki ol dört ırmak
Coşkun akan sel bizdedir

Arı vardır uçup gezer
Teni tenden seçip gezer
Canan bizden kaçıp gezer
Arı biziz bal bizdedir

Kimi sofi kimi hacı
Cümlemiz Hakk’a duacı
Resül-i Ekrem’in tacı
Aba hırka sal bizdedir

Biz erenler gerçeğiyiz
Has bahçenin çiçeğiyiz
Hacı Bektaş köçeğiyiz
Edep erkan yol bizdedir

Kuldur Hasan Dede’m kuldur
Manayı söyleyen dildir
Elif Hakk’a doğru yoldur
Cim sorarsan dal bizdedir

- 2 -

Ben elest bezminde nuş ettim meyi,
Şükran geldim yine şükran giderim.
Kem yanına varan olur mu iyi,
Tuğyan geldim yine tuğyan giderim.

Şu cihanda çok şey geldi başıma,
Bildirmedim yaranıma eşime,
Kendi maslahatım kendi işime,
Yeksan geldim yine yeksan giderim.

Görmedim ben gibi kalbi mahzunu,
Bu aşktır söyleten şu ben mecnunu,
Döker oldum didelerden Ceyhun’u,
Giryan geldim yine giryan giderim.

Hasan Dede’m işin harap olursa,
Herkes ettiğini anda bulursa,
Bir kefen var o da kısmet olursa,
Üryan geldim yine üryan giderim.